İşte, saygı duyulacak cümle.
Yazım kuralları ne diyorsa onu yapıp hazırlayacağım hepsini.
Mesela, tüm cümleler büyük harfle başlamalı.
Fikrin tamamlanması adına hepsi sonunda uygun bir noktalama işaretiyle       onurlandırılacak mesela nokta veya soru işareti.
Bilmek isteyebilirsiniz, yaratıcı bir şey olarak görmüyorum bunu.
Dahası, bunu bir kurgu ya da yüce bir şiir olarak da görmüyorum.
Ayrıca, ilgi çekmek için tarihi olaylar dramatize edilemez.
Bu yüzden kendimi çok sorumlu hissediyorum, düşüncenin nakli.
Başlıyorum.
Dakota 38’i duymuş veya duymamış olabilirsiniz.
Eğer bu ilk duyuşunuzsa nedir bu Dakota 38 diye meraklanmış olmalısınız.
Dakota 38, şöyle ki, President Abraham Lincoln’ün emri altında asılarak idam edilen         otuz sekiz adamı ifade ediyor.
Amerika tarihindeki ilk büyük yasal infaz.
26 Aralık, 1862, Noel’den bir sonraki gün.
President Lincoln’ün Özgürlük Bildirgesini imzaladığı hafta.
Aynı hafta olduğunu belirtmek için italik yazdım.
Abraham Lincoln’ün başbakanlığını anlatan bir film vardı.
Özgürlük Bildirgesin varken Dakota 38 yoktu.
Sorabilirsin 38 Dakota neden asıldı?
The Sioux Uprising için asıldı.
Size biraz The Sioux Uprising’ten bahsedeyim, nereden başlayayım bilmiyorum
Bazı detayları atlayabilirim, kronolojik sırayla anlatmayacağım.
Hatırla ben bir tarihçi değilim.
Sınırlı kaynakları ve eksik bilgileri göz önüne alarak gerçekleri anlatacağım.
Minnesota eyalet olmadan önce, Minnesota bölgesi, genel anlamda, Dakota,
Annishnaabeg ve Ho-Chunk’lıların geleneksel vatanıydı.
On dokuzuncu yüzyılda, Amerika topraklarını genişletirken Dakotalılar ve ötekilerin de
   topraklarını “satın aldılar.”
Başka bir deyişle “satın aldılar”: Dakora liderleri toprakları para ve mal karşılığı   Amerika’ya devretti, buraya dikkat, halkının güvenliği için.
Bazıları Dakotalıların durumu anlamadıklarını, asla kabul etmeyeceklerini söylediler.
Bazıları bu pazarlığa “sahtekarlık” dedi.
Sonuç olarak Amerika resmi ve sömürücü olanı yapmak için antlaşma yaptı.
Bu antlaşma sonra başka (daha uygun) bir antlaşmayla değiştirildi. Sonra bir başkasıyla.
Kongre dili ve yasal dil yüzünden antlaşmanın şartlarını anlamakta güçlük çektim.
Antlaşmalar ilga edildikçe (fesh edildikçe) ve antlaşmalar birbiri ardına taslak edilince,   yeni antlaşma eskisine referans verir ve bu izi sürülmesi gereken çamurlu bir virajdır.
Kendimi kayıp hissettim, biliyorum yalnız değilim.
Sonuç olarak, gerçekleri araştırdığım kadar, 1851’de Dakota toprakları Minnesota nehri   boyunca 12 milden 150 mil boyuncaydı.
Sadece 7 yıl, kuzey kısmı devredildi (kaldırıldı) ve güney kısmı (uygun bir şekilde)   paylaştırıldı, Dakota’ya 10 millik bir alan kaldı.
Bu düzeltilmiş ve bozulmuş antlaşmalar, Minnesota Antlaşmaları olarak bilinir.
Minnesota kelimesi su anlamına gelen Mni ve turbid anlamına gelen sota’dan gelir.
Turbid çamurlu, belirsiz, dumanlı ve karışık anlamına gelir.
Her şey kullandığımız dilin içinde.
Mesela, antlaşma, iki yabancı millet arasında yapılır.
Amerika ve Dakota arasında yapılan para sözlü antlaşma resmi bir ilişkiydi.
Devredilen Dakota toprağı için ödenilenin para olduğu söylenebilir, belirlenmiş sınırlar   içinde yaşamak için (rezervasyon); Dakota halkının geniş avlanma bölgeleri hakkından   vazgeçmesi yani onları bağımlı yapmak: para.
Bir önceki cümle sirkülerdir. Tıpkı tarihin birçok kısmı gibi.
Tahmin edebileceğiniz gibi, sözleşilen para Dakota halkının eline geçmedi.
Ek olarak, yerel hükümet tüccarları Kızılderililere mal ve yiyecek almaları için kredi     vermeyecekti
Parasız, alışveriş kredisiz ve avlanma hakkı olmadan, Dakota halkı açlık çekmeye   başladı.
Dakota halkı açlık çekti.
Dakota halkı açtı.
Önceki cümlede açlık kelimesi vurgu için italik yazmaya ihtiyaç duymadı.
“Dakota halkı açtı.” Anlaşılmalı. Basit ve açık bir gerçek olarak.
Sonunda, çaresiz, Dakota halkı misilleme yaptı.
Dakota savaşçıları örgütlendi, yerleşimcileri ve tüccarları vurdu ve öldürdü.
Bu ayaklanmaya Sioux Uprising denir.
Amerika süvarileri ayaklanmayı durdurmak için Minnesota’ya geldiler.
Binden fazla Dakota halkı hapishaneye gönderildi.
Önceden de söylediğim gibi, otuz sekiz Dakotalı adam asıldı.
İnfazdan sonra, bu bin Dakotalı serbest bırakıldı.
Sonuç olarak, Dakotalılara kalan toprak feshedildi (çalındı).
Dakota halkının geri dönecek yeri yoktu.
Bu sürgün anlamına gelir.
Minnesota’nın evsiz Dakota halkı Nebraska ve Güney Dakota’ya taşındı (zorlandı).
Şimdi, her sene, Dakota 38 artı iki binici isimli bir grup Güney Dakota’dan Minnesota’ya   anma yürüyüşü gerçekleştiriyor.
Biniciler bazen 0 derecenin altındaki kar fırtınalarında at üstünde 18 günde 325 mil kat ediyorlar.
26 Aralık’ta bitiriyorlar, asılma günü.
Anıtlar hafızamızın belirli olaylara ve insanlara odaklanmasına yardımcı olur.
Çoğu zaman plakalar, heykeller veya mezar taşı formunda gelirler.
Dakota 38 için olan anıt, kelimelerle yazılmış bir obje değil, eylemdir.
Evet, buna başladım (bunu bir şiir veya kurgu çalışması olarak görmüyorum) çünkü   çimler hakkında yazmaktan hoşlandım.
Kronolojik sıraya uymamasına ve biraz geri dönmemizi gerektirecek olmasına rağmen,   eklenmesi gereken bir olay daha var.
Dakota halkı aç kalırken, hatırlayacağınız gibi, hükümet tüccarları Kızılderililere   alışveriş kredisi vermeyecekti.
Andrew Myrick isimli tüccar “Acıkmışlarsa çimen yemelerine izin verin” sözüyle   ünlüdür.
Myrick’in kelimelerinin çeşitli varyasyonları var, fakat hepsi aynı etkiye sahip.
Sioux Ayaklanması sırasında yerleşimciler ve tüccarlar öldürülürken, ilk idam   edilenlerden biri Andrew Myrick’tir.
Myrick’in bedeni bulunduğunda,
                     Ağzı çimenle doluydu.
Bu hareketi Dakota savaşçılarının yazdığı bir şiir olarak adlandırmak isterim.
Şiirlerinde ironi var.
Metin yok.
Gerçek” şiirler “gerçekten” kelimelere ihtiyaç duymaz.
Bir önceki cümlede iç diyaloğu belirtmek için italikleştirdim, açık bir hareket.
Fakat, düşündüm de, “Çimen yemelerine izin verin” sözünü şiirin dişlilerine oturtun.
Yani diyebiliriz ki dil ve kelime seçimi şiir çalışması için çok önemlidir.
Şeyler tekrar geri dönüyor.
Bazen, bu dönemecin içinde, çıkmak istersem, atlamalıyım
Ve bedenimi                                  sallamalıyım.

Düzlemden.
                                           Dışarı
                                                                         Çimenlere doğru.

Layli Long Soldier

Çeviri: Mehmet Avcı

Yorum bırakın