Caxtonlar çok kanatlı mekanik kuşlardır
ve bazılarına desenleriyle kıymet biçilir–
gözlerin erimesine yol açarlar
ya da bedenin acısız feryadına.
Görmedim uçtuklarını hiç, yine de
bazen elin üstüne konarlar.
Gökyüzü uçmaktan usanınca sislenir
ve yumuşak sistemini yerde dinlendirir:
böylelikle dünya loş ve ukala hale gelir
tıpkı peçetenin altındaki gravürler gibi.
Dünya televizyon olunca yağar yağmur.
Renkleri koyulaştırma özelliğine sahiptir.
Model T ise kilidi içinde olan bir odadır–
bir anahtar çevrilir dünya serbest kalır
hareket için, fazlasıyla hızlıdır sanki bir film
kaçırılan şeyleri izlemek için.
Ama zaman bileğe bağlıdır
Ya da tutulur bir kutuda, sabırsızlık içinde tiktaklar.
Evlerde, lanetli araçlar uyur
ele alındığında hırıldayan.
Hayalet ağlarsa, götürürler onu
dudaklarına ve uyuyana dek sakinleştirirler
seslerle. Sonra, uyandırırlar
inadına, bir parmakla gıdıklayarak.
Sadece küçükler acı çekmeye izinlidir
gizlenmeden. Yetişkinler ise ceza odasına giderler
içinde suyun olup hiçbir yiyeceğin olmadığı.
Kapıyı kilitleyip, acılarını çekerler
tek başlarına. Kimse muaf tutulmaz
ve herkesin acısı ayrı kokar.
Gece çöktüğünde, tüm renkler öldüğü zaman,
çifter çifter saklanırlar
ve okurlar kendileri hakkında –
renklice, gözleri sımsıkı kapalı.
Craig Raine, 1979
(A Martian Sends a Postcard Home)
Çeviri: Deniz Alize Ünal